27 Ocak 2014 Pazartesi

göl altında kalmış bir kilise

Tarihi M.Ö. 4'üncü yüzyıla kadar uzanan, Bitinya, Roma, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarına ev sahipliği yapan Bursa'nın İznik İlçesi'nde gölün 20 metre açığında, 1,5 - 2 metre derinliğinde, bazilika formunda bir kilise kalıntısı ortaya çıktı. Kilise olarak ve günümüze kadar sağlam ulaşan Türkiye'deki ilk ve tek yapı olan tarihi eser, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin, tarih ve kültür mirası tespit çalışmaları sırasında havadan fotoğraflama yaparken ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Şahin, "İnceleme sırasında bazilika planı denilen 3 nefi yani koridoru bulunan bir kilise kalıntısıyla karşılaştık. Ancak bu koridorlardan ortadaki, daha geniş.Bizim camilerde mihrap olarak adlandırdığımız çıkıntı bölümü, kiliselerde de mevcut. Bu kalıntıdaki çıkıntının bunun bize kesinlikle kilise olduğunu gösteriyor. Bu kilise kalıntısının İznik'teki Ayasofya ile benzerliği var. İsa'dan Sonra 5. yüzyılda yapılmış olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu http://webtv.hurriyet.com.tr/2/59930/25667182/1/iznik-golu-altinda-kilise-bulundu.aspx

7 Ocak 2014 Salı

sırüstü çalışma

bisküvi hali
sırüstü sürme altın 

Yeşil cami çinilerinden reprodüksiyon olarak hazırladığım çalışmanın photoshopta dizilmiş hali

HOŞGELDİNİZ



Topraktan gelen, ellerde şekillenen kor ateşin sırlı gülleri...

ART COLLECTİON

ÇİNİ SANATI

çini M.Ö. 3000 yılının ilk yarısında mimari ile tanışan çiniler, İslam mimarisinde M.S. 9. Yüzyılda kullanılmaya başlamıştır. Selçuklular'ın 1071'de Bizanslılar`ı yenmesinden sonra Anadolu, hem Selçuklular hem de çiniler için yeni bir vatan olmuştur. Bu topraklardaki çini sanatı, 13. Yüzyılda Selçuk mimarisinin doruğa ulaştığı dönemde gelişmiş ve buna bağlı olarak da pek çok camii, medrese, türbe ve saray duvarları çinilerle bezenmiştir. Başlıca turkuaz, kobalt ve mor renklerin kullanıldığı geometrik desenli çini ve çini mozaikler iç mekanlarda tercih edilirken dışta da sırlı veya sırsız tuğlalar kullanılmıştır. 14. yüzyılda Anadolu Çini sanatı Osmanlılar ile birlikte yeni bir boyut kazanmıştır. Türkler iç ve dış mimari süslemenin en renkli kolu olan çini sanatını, asıl büyük ve sürekli gelişmesini Anadolu Türk mimarisinde göstermiştir. Türk çiniciliği Türk çini sanatının tarihi ilk Müslüman Türk devletlerinden Karahanlılara kadar dayanmaktadır. Bu da çini sanatının bin yılı aşkın bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir. Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları çiniyi mimari süslemelerde sıkça kullanmış Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılmasından sonra, çini sanatında Osmanlı Devleti'nin kuruluşuyla yeni bir dönem başlamıştır. İznik çinileri İlk Osmanlı dönemi İznik çinileri, Bursa Yeşil Cami ve türbesinde (1421), Bursa Muradiye Camii'nde (1426), Edirne Muradiye Camii (1433) ve Çinili Köşk’te (1472) görülebilmektedir. Bunlar genellikle mozaik veya sırlı boya tekniği ile üretilmiş çinilerdir. Bu dönem çinilerinde lacivert, mavi, turkuaz, siyah renkleri ağırlıktadır ve daha çok geometrik desenler kullanılmıştır. 16. yy'da İznik'te üretilen çinilerde gerek kalite ve gerekse desen üretiminde büyük gelişmeler olmuş ve Türk çini sanatı en parlak dönemini yaşamıştır. Osmanlı, mozaik gibi teknikleri bırakmış sır altı boya ve sır tekniğini geliştirmiştir. Bunun yanı sıra saray nakkaşhanesinde yeni motifler geliştirilmeye ve üretilmeye başlanmıştır. Kırmızı, yeşil, mavi, lacivert, turkuaz ve kahverenginin kullanımıyla İznik çinilerinde yeni bir devir yaşanmaya başlanmıştır. Osmanlı Devleti'nin duraklama dönemiyle birlikte, İznik çini üretim faaliyetini 17.yy. sonlarına doğru tamamen durdurmuş ve çinicilik Kütahya’ya kaymıştır. Lale Devri'nde, İznik çini sanatı yeniden canlandırılmaya çalışılsa da çabalar uzun ömürlü olamamıştır.

my art

MY personal exhibition

ALİ RIZA EREN

My handmade tiles and art work